Kartepe (Kocaeli)

2007.12.30 – 2008.01.02

Kocaeli’de kardeşimin yanındayken haftasonunu değerlendirmek için daha önce yapmadığımız bişey yapmaya karar verdik. Kocaeli Adapazarı arasında bulunan Kartepe’de kayak yapacaktık. Fazla hazırlık yapmadan sabah pek erken olmayan bir saatte kardeşimin İstanbul’dan gelen bir arkadaşıyla birlikte Kartepe’ye doğru yola çıktık. Tabelaları takip ederek yolumuzu rahatlıkla bulduk. Maşukiye’de kayak malzemeleri kiralayan 3-5 yer var. Fazla geç kalmadığınız takdirde rahatlıkla ihtiyacınız olan malzemeleri temin edebilirsiniz. Ayrıca tepede otelden de malzeme kiralanabiliyor. Kartepeye ilk gidişimizde pek bir yoğunluk yoktu ve Maşukiye’den malzemelerimizi temin ettikten sonra Kartepe’ye ulaştık. Yolu oldukça güzel, ulaşım çok rahat. 2-3 sene öncesine kadar bu yol yokmuş ve bazen mahsur kalanlar oluyormuş. Kıyafetlerimizi giydikten sonra kaymaya hazırdık ancak hiçbirimiz nasıl kayılacağını bilmiyorduk. Eğitmen ücretleri fazla geldiği için ve daha da önemlisi içimizdeki gizli kayakçıya olan güvenimizden dolayı eğitmen tutmamaya karar verdik. Etraftakileri izleyerek temel hareketleri öğrenmeye çalıştık. Acemilerle geçirdiğimiz 1 saatten sonra acemiliği üstümüzden attığımıza karar vererek bir üst piste terfi ettik. Kayakla hız yapmak hakikaten çok güzel. Kayağa çok hakim olmadığımız için sık sık düşüyorduk ancak düşmek bile ayrı bir keyif. Kontrolümü kaybettiğimi düşündüğüm anda kendimi yere atmaktan çekinmiyordum. O gün akşama kadar öğle yemeği dışında ara vermeden kaydık. Yiyecek için hazırlıklı olmadığımız için pek de makul olmayan fiyatlardan öğle yemeği yedik. Akşam olduğunda oldukça yorulmuştuk ama üçümüz de buna değdiğini düşünüyorduk. Hatta pistten çıkmak bile istemiyorduk ancak güneş battığı için hava kararmaya başlamıştı. İlk fırsatta yine gelecektik. Ve geldik de. İlk seferden sadece 4 gün sonra yılbaşı tatilini de değerlendirerek tekrar Kartepe’ye çıktık. Bu sefer kadroda bir kişi değişmişti. Kardeşim ve ben demirbaş olarak kadrodaydık. Aramıza yeni katılan kişi ise annemdi. ‘Çocuklarım yaptığına göre ben de yaparım’ diyordu.Ancak bu sefer tepe geçen sefere göre daha kalabalıktı. Hatta malzemelerimizi Maşukiye’den temin edemeyerek otelden almıştık. Anneme biraz kaymayı öğrettikten sonra piste çıktık. Annem kaymayı kaptıktan sonra birimiz yanında dururken birimiz tepeye çıkarak kayıyorduk. Teleferikle yukarı çıkması oldukça güzel. Zirveden Sapanca gölü ve Körfez görülebiliyor. Tepeden aşağıya kayarak inmesi de ayrı bir keyif. Biz bu yaşta bu kadar kayarken daha yeni yürümeyi öğrenmiş çocukların yanımızdan hızla geçmesi beni komplekse sokmadı değil ancak azmettim ve ben de bir gün o çocuklar gibi kayacağım. Bir sonraki kayakta görüşmek üzere.